24 Aralık 2011 Cumartesi
Dışa vurulmayan bi'şeyler var.
23 Kasım 2011 Çarşamba
Bir 'kaldırım mantarı' hikayesi..
Ahhh başımmm…! Sabah sabah n’oluyor yine yaaa..Sabahın köründe yapmayın bari,nerden buluyorsunuz bu enerjiyi..? Şimdi arabalar da başlarsa..,Al işte..! Bi uyutmadınız…
Aaaa ‘O’ da uyanmış,..Tanrı’m tıpkı Türk filmlerindeki gibi…Nasıl görünüyorum acaba? Soğuktan yüzüm gözüm şiştir kesin..!
Ne kadar da güzel görünüyor,kıpkırmızzıı,sanki sürekli gülümsüyor..hepimiz aynı renk olmamıza rağmen onun kendini hemen fark ettirebilmesi ne garip..
AH.! Başladık yine.. Her sabah bu böyle..Önce okula giden öğrenciler,hayır düşüp sakatlanacaklar diye endişeleniyorum yoksa ağır olduklarından değil,derken iş saati yaklaşıyor,Ayşe Hanım her gün aynı saatte hem de hiç bıkmadan..Bir memurdan beklenilmeyecek bir enerjiye,neşeye sahip bu kadın..’Amaan dikkat et Ayşe Hanım araba çarpacak yaa..’
Neyse ki öğlene kadar onu izleyebiliyorum..Baktığımı anlamasından çok, kalp atışlarımı duyacak diye ödüm kopuyor,göz göze geldiğimizde öyle hızlı çarpıyor ki arabaların gürültülerini bile duymuyorum.
Gerçek aşk mı bu bilmiyorum..? Aramızdaki onca mantara rağmen gün geçtikçe daha yakınımdaymış gibi hissediyorum.Sanki gün’e değil her sabah O’na uyanıyorum…
AH.! Öğlen oldu işte yine başladık..Ne anlıyorlar bundan çözemesem de sanırım uzayıp giden dümdüz kaldırımın monotonluğunu uzaklaştıran tek neden olmamız insanlara çekici geliyor.
Bir anlık da olsa başka bir duyguya büründüklerini düşünüyorum..
Ne kadar da telaşlı bazıları..Aksine bir o kadar neşeli ve rahat olanlarından en çok teyzeler ve amcalar ilgimi çekiyor mesela.Sonrasında tabi ki çocuklar..Beni en çok eğlendiren şeylerden biri nitekim onların kahkahaları..Yaramaz oldukları bir o kadar masumlar.Onların gözleri çok başka bakıyor bana,çevresine,insanlara,hayata,dünyaya…
Neyse ki ortalık sakinleşti derken akşam olmuş yaa.! Yine araba gürültüleri insan kalabalığı arasında kayboldu,kaç saattir göremedim O’nu.Gece olduğunda en çok da el ele sevgililer üzerime bastıklarında (en çok da kız ) ona çeviriyorum yüzümü istem dışı ya da kasıtlı ne bileyim.
Ah…! DUR,..DUR…! Yavaşşş…AL işte yaaa.! En çok zarar verdiğim de ‘sarhoş kalpler’…
Her gece en az bir tanesi bana takılıp düşer,ben üzülürken o kahkahalara boğulur bazen bazen küfür bile yediğim olur.Ama en tuhafı bazıları dengede bile duramazken bazıları o kafayla koşarak üzerimize basa basa geçer..
Yine sabah oluyor,gün aydınlanmaya başladı..O DA NE…! Bu GÜRÜLTÜ…HAYIR,OLAMAZZZ..YOK YOK HAYIRRR..O DEĞİL DİMİ?
OLMAMALI,OLAMAZZZ…!
Evet O…! Paramparça….
Gözlerindeki son gülümseme gözlerimle buluştuğunda anladım..
Araba ezilmiş,sürücü kurtulmuş ama O paramparça olmuştu….tıpkı kalbim gibi…
O andan beri bir noktaya kilitlenen gözlerim,belediyenin parçalarını alıp götürmesinden bile etkilenmedi..Evet O gitti ve giderken kalbimi de (hiç düşünmeden) yanında götürdü..!
İşte öyle bir gün’dü.Her günümün aynı geçeceğini sandığım zamanlar,benim hayatım yalnızca ‘bir gün’den (her gün öyle yaşayacağım gibi) ibaret zannederken; o gün’den sonra, ne sabahın erken saatleri,ne gündüzler,ne geceler,ne insanlar,ne aşıklar,ne sarhoşlar…hatta çocuklar bile…Hiçbir şey bana eskisi gibi gelmiyor,farkındalık yaratmıyordu…Ne üstüme basan insanlar için endişeleniyor,ne araba gürültülerine öfkeleniyordum..
Artık benim için ‘Hayat’ ; sabit bir nokta’ydı ve o nokta yalnızca ‘O an’dı….
11 Kasım 2011 Cuma
Today is 11/11/11. How will you celebrate it?
Saat 11.11.de zıpladık mesela,aynı zamanda zıplarken dışımızdan bi kulağımızla birlikte içimizden dilek de tuttuk.Sonra önce telefon sonra face,twit,form,blog,connected,wall derken en son mailimizi kontrol ettik derken kapı çaldı gelen tabiki de postacı değildi,sene olmuş 2012 postacı mı kaldı mk.
yanlış zile basmışlar.Romantik Komedi tadında bir hayatım olsaydı mesela bu yanlış zil olayının altında 'çok yakışıklı bir çocuğun özür dilemesi ve ilk görüşte bir aşk hikayesi senaryosu' çıkardı,neyse ki her şey monoton rahat bir nefes alabiliriz.
10 Kasım 2011 Perşembe
20 Ekim 2011 Perşembe
su akar yolunu bulur-muş
18 Eylül 2011 Pazar
Tumblr tadında
20 Ağustos 2011 Cumartesi
How many languages can you speak?
buna sayı vermek çok akıllıca olmaz.bazen öyle diller konuşuyorum ki kendim bile anlamını bilemediğim kelimeler ortaya çıkıyor.bazen düşüncelerim konuşuyor mesela,bazen gözlerim,bazen ellerim, çok nadir duygularım,ama en çok parmaklarım malumunuz çağımız internet çağı.bak yine ne çok konuştum ama pardon ellerim konuştu sanırım çok da gevezeyim bu nedenle dil bilmeme gerek bile yok bazen,ama sadece bazen.kime ne.
12 Ağustos 2011 Cuma
meselaa seni kac liralik aylik mutlu etmeye yeter?
bana bir saz verin çalarım atarım tutarım keyfimden
Bana bir yaz verin ısınır içim güneşinden
Bana bir naz yapan olur ah ölürüm ben aşkımdan
Bana bir caz yapan olur ah kızarım alev gibi ben.
11 Ağustos 2011 Perşembe
kaybolmadikca kendinde ve ölmedikce hayat zengin ve sonsuz mudur ?
içimdeki espri makinası ben diyor ki :
-hayat boktan bir hadise,şimdi sıkıyosa gel gülümse (çok pis kafiye canavarıyım,bazen iğrençleştiğim olur.kimi zaman saçmalık.bugün çok yorgunum lakin konuşasım gelmiyor değil,cümleleri uzatmaktan yanayım ama anlamsızlık can sıkıyor.)
entellektüel ben : asıl kendinde kayboldukça ve öldüğünde herşey sonsuz herşey zengin.
sade benliğim ise: -bugünn deli gibi sosyalleştim avm.nin altını üstüne getirdim,hastaneden çıkar çıkmaz oraya koştum hatta depar attım.gezdiğim dükkanlara 2.kez hatta 3.kez girerel mağaza çalışanlarıyla arkadaş bile oldum.sürekli söz verdiğim ve diyete girdiğim halde deli gibi burgerladım.sonra eve geldiğimde kafamdaki ramazan davulcusuyla tanıştım.ve anladım ki dışarı çıkmak bende baş ağrısı yapıyor...
_çokdertliymişim aslında bunu da şimdi farkettim_
10 Ağustos 2011 Çarşamba
başlığı kaybettim,bulamıyorum.
5 Temmuz 2011 Salı
1,2,3 deyince herkes yatağaa..
10 Haziran 2011 Cuma
*hayal defteri.*
2 Haziran 2011 Perşembe
Bi paket selpak lütfen..!
30 Mayıs 2011 Pazartesi
duygusal zamanlar..
Tanımadığın bir insanın sözü acıtır mı canını ölesiye?
Anlamsız gelir mi saniyeler,saatler,gün ışığı,insanlar..
Ya da tersine ihtiyaç mı duyarsın bir şeylere.?
Kendini anlatmaya çabalarsın bazen,çoğu zaman vazgeçersin.
Çünkü onların görmek istediği kadarsındır.
Ön yargı hep vardır,varolacaktır.
Çünkü savurmak kolaydır yargıları..
Kimse bilmez ne kadar bencil tanıdığını,ne kadar yalancı,ne kadar fesat..
Hep aldatıldğını kimse bilmez sevgili,dost,arkadaş.
Ne kadar üzüldüğünü,zorlandığını hayatta.
Hep yaklaşacakken uzaklaştığını,
Boş yere savaştığını,çabaladığını çoğu zaman,
Ama inandığını güvendiğini umarsızca kimse bilmez.
Bu yüzden yaşattığın mutsuzluğunu sırtından atmaya çalıştığını.
Şimdi mutlu olmak için çabalarsın ya çok görürler.
Hep onların yargıları,cümleleri ışığı altında yürü ve mutsuz ol isterler.
Uzaktan ne kadar pürüzsüz görünür oysa ki Ay.Yaklaştıkça farkına varırsınız yüzeyinin..
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir aslında; ne iyi ne kötü.
Her şey içinizde yaşattığınız kadardır.
İyi niyetimi her türlü suistimal eden insanlara teşekkür ederim.
Ben hala öyle olmaya devam edeceğim bence biraz olsun siz de deneyin.
şimdi böyle bir söğüt ağacı bulup gölgesinde oturmaya gidiyorum...
25 Mayıs 2011 Çarşamba
böyle sanatlı kültürlü gezmeli tozmalı bi şeyler..
20 Mayıs 2011 Cuma
bu gece hepinize soru sorasım var gençler :D şimdilerde sizi mutlu eden şey ne?
bu gece hepinize soru sorasım var gençler :D şimdilerde sizi mutlu eden şey ne?
Answer here
21 Nisan 2011 Perşembe
kızlar da arabaları sevebilir ki hem ne var bunda.
10 Nisan 2011 Pazar
3 Nisan 2011 Pazar
bir istanbul masalı.-desem de abartsam.abartıda tavana vursam.-
saat 11.38 ve ben sabah.ın 09.02'sinden beri ayaktayım.-oturmakta da olabilirim.neyse-