7 Mart 2012 Çarşamba

Kurdum ama döviz değildim.



Level atlayıp aşk filmleri yerine hikayelerinde boğulmayı denedim.Evet gerçek hayatın filmlerden çok farklı olduğunu,UNUTMAK için soğuk duşun altında 'yarım saat' kaldıktan sonra; 1 hafta yatakta hasta yattığımda anladım.Oysa her şey 'romantik komedi'leri andırır cinste başlayıp 'romantik'e dönüşmekte iken birden bire kendimi 'bilim-kurgu' içinde bulmamla sona erdi.Sonrası işte dediğim gibi 'kurdum da kurdum,kurdum da kurdum...'
(kurdum ben çünkü döviz değil.burdan sonrasını okumak isteyenlerle ciddi düşünüyorum,onları öpüyorum,okumayanlara ise teeessüflerr,alınmalar benden kucak kucak)


Derken derken mp4.e şarkı yüklemeye bile üşendiğim zamanlar çıkageldi birden.yine de şarkılarda boğulmaktan vazgeçemedim.. başladım sırasıyla;

....

Oysa 1 ay öncesine kadar evde sürekli BU ŞARKIYLA dans adı verilen çeşitli,garip hareketler sergiliyordum.Öyle de normal bi kızdım işte..Sonrasında günler daha da normal seyrederken; bir gün her şey tamamiyle değişti.İşte o gün nasıl mutluydum nasıl nasıl.Neredeyse bütün mahalleyi toplayıp 'HAYAT SEVİNCE GÜZEL' filmindeki o dansı bile yapabilirdim.Sonrası ise günler; şu mutsuz biten aşk romanlarının cümleleri gibi tek tek beynimi kemirmeyle,hayatın anlamsızlığını dile getirip,ota boka depresyona girmeye meyilli bir ergen gibi somurtmayla,ananemin söylediklerini dinliyor gibi yapmayla,aç olmadığım halde yediğim bilumum yemek ve yiyeceklerle,param olmadığı halde gezdiğim mağazalarla,ondan gelmesini beklediğim mesajlarla,beynimi toplayamadığım halde okumaya çalıştığım kitaplarla geçti.

Şimdi mi..?
İşte tam olarak böyleyim...






1 yorum: